Farklı olmanın cezası sabittir!

Oysa ne güzeldir hayattan bihaber öyle yaşayıp gitmek. Farkında değilsindir hiçbirşeyin... ne güzel!

Yatarsın, uyursun hiçbirşey düşünmeden... sananedir senden gerisi?

Yapabilseydim gözlerimi kapatmak isterdim gördüklerime, kulaklarımı tıkamak duyduklarıma... öyle yaşayıp giderdim bende duymadan, görmeden, bilmeden!

12 Aralık 2009 Cumartesi

Sus be kadın!!!

Bugünün şarkısı "The_Proclaimers-I'm gonna be" olsun. Özellikle bu soğuk kış günlerinde güne başlamak için harika bir şarkı. Dinlemek için, Sayfaya yüklemek isterdim ama belki bilgisayarınızda müzik dinliyorsunuzdur. Benim yazdığım bir yazıyı okumak istiyorsanız, benim seçtiğim müziği dinlemekte zorundasınız anlayışı bana pekte doğru gelmiyor. Herneyse dinleyin derim.

DTP kapatıldı. Ne diyeceğimi bilemedim. Şimdi olayların ardı arkası kesilmiyor. Madem kapatılacaktı neden açıldı? Neler dönüyor bu ülkede? Benim kişisel fikrim, ayrım yapan herkesle oturulup konuşulmalı. Neden bunu yapıyor öğrenmeli. Doğrusu anlatılmalı. Biliyorum ohoo diyorsunuz. Benim ki bir umut işte. Ölen her insan için canım yanıyor benim. Kürt-Türk, Alevi-Sunni, Sağcı-Solcu, başörtülü-başörtüsüz soktular aklımıza sürekli birşeyler. Kışkırtıp durdular. Bizi birbirimize küstürdüler, düşman ettiler. Kadın-erkek çatışmalarını bile anlayamazken ben daha neler neler çıkarıyorlar. İnsanız ya hepimiz. Birkaç kişinin cebine para girecek diye çok ağır bedeller ödüyoruz. Neyse bu konuda söyleyecek çok şeyim var daha ama yazasım yok şuanda.

Benim anlayamadığım çok konu var. Nedenini merak ettiğim. Bunlardan birtanesi de, feysbuğumuza heran yaptığımız herşeyi yazmak, bıkmadan usanmadan msnimizde herkese açıklamalar yapmak. Tüm bunların karşısında birisi birşey sorduğunda da sanane dememiz. Sorgulanmaktan hoşlanmıyorum dememiz. Ulan sen her an yediğin her haltı tüm dünyaya ilan ederken bugünde ben sormuşum ne olmuş. Hoş merakta bırakmıyorlar ya içimde, ne sorayım. Televizyon izliyoruz, dizi keyfi, yemek yapıyoruz, Taksim' e akıyor, sıkılıyor, hasta, alışveriş yapıyor, tırnaklarını kesiyor. Bir sevişiyoruz yazanı görmedim henüz. Ne olur bunu da yazın. Çok merak ediyoruz. Hangi saat dilimlerinde seviştiğinizi, hangi pozisyonlarda neler yaptığınızı!!!

Arayıp "ne yapıyorsun?", "nasıl gidiyor hayat?" diyemez oldum kimseye. Biliyorum çünkü ne yaptığını? Güzel birşey bir bakımdan. Telefon kullanmıyorum. Beynim pişmiyor. Ama ne olur arayıp ta "bir arayıp sormuyorsun, öldük mü kaldık mı bir merak etmiyorsun hayırsız" gibilerinden sitem etmeyin bana. Merak ettirmiyorsun, aramıyorum çünkü biliyorum sürekli neler yaptığını. Bilmek istemiyorum amaaaa deyince suçlu oluyorsun birde. Çemkiren, huysuz şey oluyorsun. Ahhh ahhh... Ne yapsak ne yapsak bir hamak bulup sallansak...

Ama bu konunun diğer bir boyutu da aynı evde yaşayan insanların birbirine feysbuk üzerinden mesajlar göndermesi. "Kocacım çok tatlısın" veya "Karıcım bu etek sana çok yakışmış" Ulan nasıl bir ilişki bu? Eğer karıcınsa kocacığınsa normal şartlar altında aynı evde yaşıyor olmalısınız. O halde? Neyse mutluysanız böyle ne diyeyim? Pek bir sever olduk herşeyimizi paylaşmayı? Herşeyimizi derken kimsenin işine yaramayan, özel olan herşeyimizi yoksa hala bir lokma ekmeği bile paylaşamaktan aciziz.

Şu sokaklarda kağıt mendil vs. satan çocuklara yardım etmeli miyiz? Ben çok üzülüyorum. Çok ta sevimli oluyorlar. Bende tav olmaya hazır. Duygusallık hat safhada ama doğru mu yapıyorum yanlış mı bilmiyorum. Sizce bu işin doğrusu nedir?

Ne zaman düzelecek bu ülke? Ne? Bunlar iyi günlerimiz mi? Deniz yıldızı hikayesini bilen var mı?

'Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin sahile vurmuş denizyıldızlarını denize attığını fark eder ve 'Niçin bu denizyıldızlarını denize atıyorsunuz?' diye sorar. Topladıklarını denize atmaya devam eden kişi, 'Yaşamaları için,' yanıtını verince, adam şaşkınlıkla, 'İyi ama burada binlerce denizyıldızı var. Hepsini atmanıza imkân yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki?' der. Yerden bir denizyıldızı daha alıp denize atan kişi, 'Bak, onun için çok şey değişti,' karşılığını verir'

İşte böyle! Ben mi kurtaracağım dünyayı dememek lazım. Evet belki dünyayı kurtaramazsın ama bir deniz yıldızını kurtarmakta çok şey değil midir?

Peki deniz feneri hikayesini bileniniz var mı?

Neyse yeter bu kadar. Dilime biber sürecekler :)

0 yorum: