Farklı olmanın cezası sabittir!

Oysa ne güzeldir hayattan bihaber öyle yaşayıp gitmek. Farkında değilsindir hiçbirşeyin... ne güzel!

Yatarsın, uyursun hiçbirşey düşünmeden... sananedir senden gerisi?

Yapabilseydim gözlerimi kapatmak isterdim gördüklerime, kulaklarımı tıkamak duyduklarıma... öyle yaşayıp giderdim bende duymadan, görmeden, bilmeden!

19 Şubat 2009 Perşembe

ah ben...

Yapmak istediğim çok fazla şey var, bir çoğunu yapamadığım veya yaptığım kadarını da istediğim gibi yapamadığım... Çok üzücü birşey gibi geliyor bu durum bana. Bir sürü bahanem var herbirisi için, bu daha da üzücü geliyor. Her fırsatta hayat hakkında derin kritikler yapan, bağıra çağıra tartışmalara giren, düşünmekten kafayı kırma noktasına gelen ve sonunda genelde hep aynı sözü söyleyen ben "Tek bir an bile ertelenmeye gelmez. Nasıl hissediyorsan öyle yaşa" hayatımda ne çok şeyi erteliyorum. En büyük avuntum, birgün hepsini yapacağım şeklinde koca bir yalan. Şu olunca şunu yapacağım, bu olunca bunu... bitmezzzzzzz

Hayatı bu kadar farkında yaşamak iyi birşey mi? Herşeyi sorgulamak doğru mu? Anlamaya çalışmak gerek mi? Ahmak gibi mi bilgece mi takılmak lasım (bu ayrımı çok sevdim, anlatırım hikayesini) ? Açıkcası bilemediğim birçok şey gibi bunu da bilmiyorum. Kafamın içinde binlerce tilki var sanki. Sürekli hareket halindeler. Geceleri gürültülerinden uykuya dalmakta zorlanıyorum. İt gibi yorgun, gözlerimden yaşlar akacak kadar uykusuz olmama rağmen. Uyumamaya direnmemin bir nedeni de sanki uyudukça birşeyleri kaçıracakmışım gibi geliyor. Bu nedenle hep tetikte olma isteği. Birde uyumadan önce yatakta dönmeyi seviyorum sanırım. Kendimle kalıyorum. İşe gideceğim için ve söz konusu uyku olunca canavarlaştığım için, odamın ışığını kapatınca genelde kimse arayıp, sormaz, uğramaz. Bazen o tilkilerin çıkardıkları sesleri duymamak için, televizyonu açıyorum. Televizyon karşısında uyuya kalmaya çalışıyorum. Kapanmak üzere televizyonun saatini ayarlıyorum yarım saate, 1 saate. Ancak o süre bitene kadar bakıyorum televizyona. Uyumuyorum. Kırmızı rakamlarla son 30 saniyeyi sayarken bende televizyonla birlikte sayıyorum. Sonra yine aynı teraneler :)

Yapmak istediklerim basit şeyler sanırım. Okumak istediğim kitaplar var, yetişemiyorum hepsine. Yürüyüşler yapmak istiyorum. Haftasonu erken saatte güzel bir kahvaltı sahilde, gazete ve kahve, uzun uzun yürümek... öğlen olmadan eve dönmüş olmak. Duşumu alıp, yollara atmak kendimi sonra yine. Kurslara gitmek istiyorum. Resim, tiyatro, dil kursu ne bileyim herhangi birşey. Kemanımdan özürdileyip, gönlünü almak istiyorum. Kendimi ödüllendirip, masaja falan gitmekte var aklımda. Kendimle uzun uzun vakit geçirmek istiyorum. Bu arada yaz gelsin istiyorum :) En çok ta bunu istiyorum... Arayamadığım arkadaşları arayıp, boş muhabbetler yapmak istiyorum. Fazla samimi ya da resmi olmadan. Birde bir haftasonumu İstanbul dışında geçirmek... Fotoğraf çekmek, bir köy olursa harika olabilir.

Kafamdaki tilkilerden de bahsedecektim ama eve gitmem lasım. Mesai saatlerimi de böyle harcamamam lazım sanırım... ama ne farkeder ki? Kendimi mahcup etmiyorum sonuçta ;)

Eve dönüş yolunda, serviste, şimdi, hayal kurmak istiyorum :)

0 yorum: