Farklı olmanın cezası sabittir!

Oysa ne güzeldir hayattan bihaber öyle yaşayıp gitmek. Farkında değilsindir hiçbirşeyin... ne güzel!

Yatarsın, uyursun hiçbirşey düşünmeden... sananedir senden gerisi?

Yapabilseydim gözlerimi kapatmak isterdim gördüklerime, kulaklarımı tıkamak duyduklarıma... öyle yaşayıp giderdim bende duymadan, görmeden, bilmeden!

19 Nisan 2010 Pazartesi

BİR HAZİN HÜRRİYET

Azimli olmadığım doğru ama azimli olmayan insanların da yaşayabilecekleri bir yer olmalıydı,mevcut yerlerden daha iyi bir yeri kastediyorum.

Sabahın altı buçuğundabir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla,giyin,zorla bişeyler atıştır,sıç,işe,diş fırçala,saç tara,başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsat için müteşekkir olmak için berbat trafiğin içine dal.Nasıl razı olunur böyle bir yaşama?
Charles BUKOWSKI




BİR HAZİN HÜRRİYET


Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!


Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!


Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!


En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!


Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!


Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün


Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.


Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında.


Nazım Hikmet-1951


Bırak işi gücü, satma daha fazla hayatını 3 kuruşa diyor kör şeytan.
Bırak git herşeyi, evlilikmiş, annenmiş babanmış, elalem ne dermiş satma daha fazla hayallerini 3 kuruşa diyor kör şeytan.
Hayal mi kaldı elde avuçta!
3 kuruş hatrına maskara olduk,
3 kuruş uğruna yaşlandık, hasta olduk, kendimizden vazgeçtik!


Sonra bir ses nereye gidiyorsun diyor?
Köklerinle bağlısın sen buraya
Görünmeyen köklerinle
Geliyorlar üstüne üstüne de
Görüyorsun basacaklar ezecekler
Yine de kaçamıyorsun
Köklerinle bağlısın bu çorak toprağa
Yine de vatanım falan demiyorum
Tıkanıyorum
Ölüyorum yavaş yavaş
Kimse görmüyor
Başa çıkamadığım için
Diğerleri gibi çirkinleşip, iğrençleşemediğim için
Güçsüzsün diyorlar
Varsın desinler
Söylemem derdimi kimseye
Can dediğim bile anlamadıktan sonra


Yine burnumun direği sızımsızım sızlıyor
Yine kapatsam gözlerimi damlayacaklar yanaklarımdan aşağıya yaşlar
Islanacak yüzüm,


Ne tuhaf önceden mektup yazardık
Gözyaşı olmadığında su damlatırdım
Severdim mürekkebin dağılmasını
Hayal ederdim karşı tarafta yaratacağı vicdan azabını
Hoşuma giderdi ezikliğim
Şimdi mektup bile yok hayatımızda
Ekrana damlatacağım suları

 Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe


Öyle bir yerdeyim ki...

Bir adım atsam öleceğim
Kalırsam yanıyorum
Ne güzel söylerdi Ahmet Kaya,

0 yorum: